|
Category |
Turkish |
English |
|
General |
|
1 |
General |
iyi kılıç kullanan kimse |
swordsman n.
|
|
2 |
General |
yapmacık iyi kimse |
goody n.
|
|
3 |
General |
çevresiyle iyi geçinen kimse |
good mixer n.
|
|
4 |
General |
ailesine iyi bakan kimse |
a good provider n.
|
|
5 |
General |
hedefi iyi vuramayan kimse |
a poor shot n.
|
|
6 |
General |
yüksek ücretler ödeyip yeni inançlar edinen ve kendini iyi hisseden kimse |
metropagan n.
|
|
7 |
General |
iyi öykü anlatan kimse |
raconteur n.
|
|
8 |
General |
iyi/tatlı kimse |
goody-two-shoes n.
|
|
9 |
General |
insanlar ile iletişimi iyi olmayan/zayıf olan kimse |
poor communicator n.
|
|
10 |
General |
insanlar ile sağlıklı/iyi iletişim kuramayan kimse |
poor communicator n.
|
|
11 |
General |
maddi durumu iyi olan kimse |
nonpoor n.
|
|
12 |
General |
yüzmeyen veya iyi yüzemeyen kimse |
nonswimmer n.
|
|
13 |
General |
çok iyi kimse |
the business n.
|
|
14 |
General |
iyi eğitimli kimse |
thoroughbred n.
|
|
15 |
General |
garip işlerde iyi olan kimse |
thronner [dialect] n.
|
|
16 |
General |
her şeyde en iyi olan kimse |
all-timer [us] n.
|
|
17 |
General |
öngörüleri iyi olan kimse |
anticipant n.
|
|
18 |
General |
iyi iletişim becerisine sahip kimse |
good communicator n.
|
|
|
19 |
General |
iletişim becerisi iyi kimse |
good communicator n.
|
|
20 |
General |
blöfte iyi olan kimse |
kidologist n.
|
|
21 |
General |
bir grup utanç verici insan arasındaki normal ve iyi huylu kimse |
white sheep n.
|
|
22 |
General |
gözleri iyi görmeyen kimse |
blinkard [obsolete] n.
|
|
23 |
General |
kamuoyunda iyi tanınan kimse veya şey |
high profile n.
|
|
24 |
General |
içe bakış konusunda iyi olan kimse |
yogi n.
|
|
25 |
General |
iyi sporcu niteliklerinden yoksun kimse |
mucker n.
|
|
26 |
General |
birini iyi veya kötü yönde etkileyen kimse |
genius n.
|
|
27 |
General |
sağ ayağını sola göre daha iyi kullanan kimse |
right-footer n.
|
|
28 |
General |
iyi mizah anlayışı olan kimse |
dag n.
|
|
29 |
General |
çocuklar için iyi bir gelecek hazırlama amacını güden uluslararası büyük bir derneğe mensup kimse |
optimist n.
|
|
30 |
General |
iyi mizaçlı kimse |
good sort n.
|
|
31 |
General |
kelimeleri iyi telaffuz eden kimse |
good speller n.
|
|
32 |
General |
iyi kalpli kimse |
goodie n.
|
|
33 |
General |
iyi kalpli kimse |
goodwin n.
|
|
34 |
General |
tabancayla iyi atış yapabilen kimse |
pistol shot n.
|
|
35 |
General |
iyi tanınan kimse |
figure n.
|
|
36 |
General |
sayısal değerleri iyi yorumlayan kimse |
figurist n.
|
|
37 |
General |
organizasyon konusunda iyi olan kimse |
organization man n.
|
|
38 |
General |
organizasyon konusunda iyi olan kimse |
organisation man n.
|
|
|
39 |
General |
kolay ve iyi maaşlı işi olan kimse |
sinecurist n.
|
|
40 |
General |
derdi iyi vakit geçirmek olan kimse |
freewheeler n.
|
|
41 |
General |
(bir şey veya kimse hakkında) iyi düşünmek |
besmile v.
|
|
Proverb |
|
42 |
Proverb |
iyi günde herkes yanında olur, ama kötü günde yanında kimse kalmaz |
laugh and the world laughs with you, weep and you weep alone
|
|
43 |
Proverb |
işbaşına yeni gelen kimse iyi iş görür |
a new broom sweeps clean
|
|
44 |
Proverb |
iyi günde herkes yanında olur(, ama kötü günde yanında kimse kalmaz) |
laugh and the (whole) world laughs with you(; weep and you weep alone)
|
|
Colloquial |
|
45 |
Colloquial |
iyi bir iş sahibi orta sınıftan kimse |
yuppie n.
|
|
46 |
Colloquial |
iyi huylu/yumuşak kalpli kimse |
carebear n.
|
|
47 |
Colloquial |
özünde iyi ama kaba kimse |
a rough diamond n.
|
|
48 |
Colloquial |
iyi huylu kimse |
regular fellow n.
|
|
49 |
Colloquial |
kafası güzel/iyi kimse |
glad n.
|
|
50 |
Colloquial |
çevresiyle uyumlu/iyi geçinen kimse |
a good mixer n.
|
|
51 |
Colloquial |
her şeyin iyi tarafından bakmaya çalışan kimse |
good-time charley n.
|
|
52 |
Colloquial |
uçuş veya helikopterler konusunda çok iyi olan kimse |
rotorhead n.
|
|
53 |
Colloquial |
teknik konulardan iyi anlayan sıkıcı kimse |
tech-nerd n.
|
|
54 |
Colloquial |
çok iyi babalık yapan kimse |
superdad n.
|
|
Idioms |
|
55 |
Idioms |
(ikna etmek amacıyla) ağzı iyi laf yapan kimse |
silver-tongued n.
|
|
56 |
Idioms |
çok iyi kimse |
a living doll n.
|
|
57 |
Idioms |
her türlü girişiminden iyi sonuçlar elde eden kimse |
an admirable crichton n.
|
|
58 |
Idioms |
iyi görünen kimse/şey |
a good looker n.
|
|
59 |
Idioms |
çevresiyle iyi anlaşan kimse |
a good mixer n.
|
|
60 |
Idioms |
çevresiyle iyi anlaşamayan kimse |
a bad mixer n.
|
|
61 |
Idioms |
aşırı derecede iyi kimse |
a goody two-shoes n.
|
|
62 |
Idioms |
aşırı derecede iyi kimse |
a ˈgoody-goody n.
|
|
63 |
Idioms |
insanlarla arası iyi kimse |
a people person n.
|
|
64 |
Idioms |
insanlarla iyi geçinen kimse |
a people person n.
|
|
65 |
Idioms |
iyi insan yöneten kimse |
a smooth operator n.
|
|
66 |
Idioms |
ne istediğini iyi bilen kimse/müşteri |
a tough customer/cookie n.
|
|
67 |
Idioms |
ne istediğini iyi bilen kimse |
a tough cookie n.
|
|
68 |
Idioms |
ne istediğini iyi bilen kimse |
one tough cookie n.
|
|
69 |
Idioms |
genç ve alanında iyi kimse |
a whizz-kid n.
|
|
70 |
Idioms |
genç ve alanında iyi kimse |
a whiz-kid n.
|
|
71 |
Idioms |
göründüğünden daha iyi kimse |
singed cat n.
|
|
72 |
Idioms |
birlikte çok iyi vakit geçirilen kimse |
boon companion n.
|
|
73 |
Idioms |
iyi kılıç çeken/kullanan kimse |
brother of the blade [obsolete] n.
|
|
74 |
Idioms |
en iyi kimse, fikir, şey |
the cat's whiskers/pyjamas n.
|
|
75 |
Idioms |
memleketinde tanınmış/iyi bilinen kimse, politikacı, sanatçı |
favorite son n.
|
|
76 |
Idioms |
(bir şeyde) çok iyi/verimli bir alet, kimse |
lean, mean (something) machine n.
|
|
77 |
Idioms |
interneti iyi kullanan yaşlı kimse |
silver surfer n.
|
|
78 |
Idioms |
takım/grup çalışmasında iyi olan kimse |
team player n.
|
|
|
Formal |
|
79 |
Formal |
(monarşide) varis olarak daha iyi bir seçeneğin bulunmadığı durumda mirası alan kimse |
heir presumptive n.
|
|
Medical |
|
80 |
Medical |
uzağı iyi göremeyen kimse |
myopia n.
|
|
Biology |
|
81 |
Biology |
insanlar için neyin iyi olduğu bilgisini elde etmenin mümkün olduğuna inanan kimse |
derivationist n.
|
|
Literature |
|
82 |
Literature |
(iyi) yazamayan kimse |
nonwriter n.
|
|
Linguistics |
|
83 |
Linguistics |
imlası iyi olan kimse |
orthographer n.
|
|
Religious |
|
84 |
Religious |
insan doğasının özünde iyi olduğunu savunan kimse |
pelagian n.
|
|
Philosophy |
|
85 |
Philosophy |
gerçekliğin özünde iyi, bütünüyle iyi veya mümkün mertebe iyi olduğu fikrini savunan kimse |
optimist n.
|
|
86 |
Philosophy |
evrenin sürekli geliştiği ve sonunda iyi niyetin kötülüğe galip geleceğine inanan kimse |
optimist n.
|
|
Music |
|
87 |
Music |
kahraman rolleri için çok uygun, çarpıcı dramatik veya iyi kaliteye sahip tenor sese sahip kimse |
heldentenor n.
|
|
Archaic |
|
88 |
Archaic |
iyi kalpli neşeli kimse |
good fellow n.
|
|
Slang |
|
89 |
Slang |
ofiste bilgisayar teknolojisini en iyi bilen kimse |
alpha geek n.
|
|
90 |
Slang |
çok iyi araba kullanan kimse |
jersey driver n.
|
|
91 |
Slang |
birlikte iyi vakit geçirilen kimse |
hot spook n.
|
|
92 |
Slang |
sürekli kafası iyi/kıyak gezen kimse |
loadie n.
|
|
93 |
Slang |
sürekli kafası iyi/kıyak gezen kimse |
loady n.
|
|
94 |
Slang |
bir konuda iyi olan kimse |
nailer [dated] n.
|
|
95 |
Slang |
(kaba davranışlı iyi kimse için) işlenmemiş cevher |
rough diamond n.
|
|
96 |
Slang |
ağzı iyi laf yapan kimse |
schmoozer n.
|
|
97 |
Slang |
kafası iyi (kimse) |
wiped-out adj.
|
|
98 |
Slang |
çok kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey |
a/one hell of a... expr.
|
|
99 |
Slang |
son derece kötü, iyi, sıra dışı, etkileyici kimse/şey |
a/one hell of a... expr.
|
|
British Slang |
|
100 |
British Slang |
ağzı iyi laf yapan kimse |
blag artist n.
|
|
Modern Slang |
|
101 |
Modern Slang |
android işletim sisteminin iOS'a göre daha iyi olduğunu düşünen kimse |
android nerd n.
|
|
102 |
Modern Slang |
dışarıdan iyi görünüp aslında işe yaramayan kimse/şey |
all frosting, no cupcake expr.
|
|